Dünyaca Ünlü 7 Yapının Ardındaki Hikayeler

Dünyaca Ünlü 7 Yapının Ardındaki Hikayeler

Geçmişin görkemli yapıtlarının ardındaki fikirleri hiç merak ettiniz mi? Dünya’daki en ünlü ve ikonik yapılardan bazılarının aslında nasıl inşa edilmesi planladığını veya harabeye dönüşmeselerdi nasıl görüneceklerini sizler için araştırdık.

Gize Piramitleri, Mısır

Mısır piramitleri, aslında cilalı beyaz kalker taşından yapılmış parlak ve yansıtıcı bir katman ile kaplı olacaktı. Eğer öyle olsalardı, piramitler gerçekten göz kamaştıran bir görüntü sergileyecek ve firavunların ihtişamına yakışır bir sembol olacaklardı (veya bazı uzmanlara göre dev güneş pilleri). İsrail’in dağlarından ve hatta uzaydan görülebilir olacaklardı. Fakat ne yazık ki, dış katmandaki taşlar 1301 yılında meydana gelen bir deprem sebebiyle tahrip edildiler. 12. yüzyılda Kahire’nin Araplar tarafından ele geçirilmesinin ardından şehirdeki binaları restore etmek için kullanılmış da olabilirler.

La Sagrada Familia, İspanya

Bu meşhur kilisenin yapımına 1882 yılında başlandı. Yaratıcısı Antoni Gaudi’nin hesaplamalarına göre, 19. yüzyılın sonundaki teknoloji kullanılarak kilisenin yapımını tamamlamak 3-4 yüzyıl sürecekti. Projeyi yönetenlerin kararına göre, yapım, kilise üyelerinin bağışları ile finanse edilecekti – bu da tamamlanmasının bu kadar uzun sürmesinin bir diğer nedeni. Neyse ki, gününüz teknolojisi sayesinde kilisenin 2026 yılında tamamlanması planlanıyor – usta mimarın ölümünden neredeyse 100 yıl sonra.

Kolezyum, İtalya

Meşhur Kolezyum, MS 1. yüzyılda inşa edildi ve bin yıldan fazla süre geçmesine rağmen bu büyüleyici mimari eser orjinal görünümünü oldukça koruyor. 14. yüzyılın ortalarında Roma’da gerçekleşen büyük bir deprem özellikle güney tarafı olmak üzere Kolezyum’un bir kısmının çökmesine sebep oldu. Bu olayın ardından, Kolezyum yeni yapılar için yapı malzemesi kaynağı olarak görülmeye başlandı. Bu talihsiz olaylara rağmen, Kolezyum yine de bir mimari harikasi.

India Tower (Hindistan Kulesi)

Hindistan Kulesi, Mumbai şehrinde inşa edilmesi planlanan son derece uzun bir gökdelendi. Dubai’deki Burj Khalifa’dan sonra dünyanın en yüksek ikinci binası olması planlanıyordu. Hatta Georgio Armani binanın iç tasarımı üzerine çalışmıştı. Fakat 2011 yılında inşaat durduruldu.

Partenon, Yunanistan

Partenon, geçmişten günümüze kalan en ünlü mimari anıt. Antik Yunanlıların Atina’da tanrıça Athena için yaptığı tapınağın oldukça karışık bir geçmişi var. Birçok kere zalim tiranların, restorasyon girişimlerinin, askeri saldırıların, yangınların, yağmaların, top ateşinin hedefi olmuştur. Hatta Hristiyan kilisesine ve ardından camiye çevrilmiştir. Ve ne yazık ki artık kısmen harabe halinde.

Burç El Alem, Birleşik Arap Emirlikleri


Burç El Alem oldukça yüksek başka bir gökdelen projesine verilen isim – bu gökdelenin 510 metre yüksekliğinde ve kristal bir çiçek görünümünde olması planlanıyordu. 2009 yılında tamamlanması beklenen proje, finansal kriz sebebiyle önce askıya alındı, 2013 ise tamamen durduruldu.

Unity Tower, Polonya

Unity Tower’ın Polonya Mühendislik Derneği’nin bölgesel ofisi olması planlanıyordu. 1975 yılında yapımına başlandı fakat ekonomik sebeplerden ötürü yapımına altı yıl ara verildi. O zamandan beri, Krakow’un en yüksek binası olan Unity Tower eski zamanların kasvetli bir anımsatıcısı olarak orada dikiliyor. Ancak şimdi, kulenin tamamen yenilenerek seçkin bir yaşam kompleksine dönüştürülmesi düşünülüyor.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YORUM