ABD’li milletvekilleri Türkiye’nin saldırgan davranışları konusunda endişelerini dile getirdi, Trump’ı Erdoğan’la yüzleşmeye çağırdı

ABD’li milletvekilleri Türkiye’nin saldırgan davranışları konusunda endişelerini dile getirdi, Trump’ı Erdoğan’la yüzleşmeye çağırdı

ABD’li yasa koyucuların iki partili koalisyonu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin giderek daha öngörülemez ve düşmanca davranışları konusunda ciddi endişeler dile getirerek, Başkan Donald Trump’ı yaklaşan herhangi bir toplantıda kendisine doğrudan hitap etmeye çağırıyor. Yasa koyucular, ayrıntılı ve güçlü bir mektupta, Ankara’nın davranışının NATO bütünlüğünü tehdit ettiği, Doğu Akdeniz’deki bölgesel istikrarı baltaladığı ve temel ABD çıkarlarına, müttefiklerine ve değerlerine doğrudan karşı çıktığı konusunda uyarıyor.

Endişelerinin merkezinde Türkiye’nin komşularına, özellikle Yunanistan ve Kıbrıs’a karşı artan saldırganlığı yer alıyor. Mektupta, ABD tarafından sağlanan F-16’lar ve Yunan karasularına tekrarlanan saldırılar da dahil olmak üzere Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını sürekli ihlal ettiği vurgulanıyor. Bu tür davranışların, bir NATO müttefikinin sorumluluklarıyla bağdaşmadığını ve bölgedeki barışa yönelik sürekli bir tehdit oluşturduğunu savunuyorlar. Milletvekilleri, “Bu davranış bir NATO müttefiki için kabul edilemez” diye yazıyorlar, “Yunanistan ve Türkiye arasındaki genel gerginliğin azalmasına rağmen, Ankara’nın elinde bulunan ABD tarafından sağlanan F-16 jetleriyle Yunan hava sahası ihlallerindeki ani artıştan ve son bir yıldır gerçekleşen Yunanistan’ın karasularının ihlallerinden özellikle rahatsızız.”

Mektupta ayrıca, Ankara’nın Rus S-400 sistemini konuşlandırmaya devam etmesi gerekçe gösterilerek, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programına yeniden kabul edilmesinin değerlendirilmesine şiddetle karşı çıkılıyor. Milletvekilleri, “S-400’ler kaldığı sürece F-35 yok” diyerek, bu kararın geri alınmasının bölgesel askeri dengeyi ve NATO güvenliğini tehlikeye atacağı uyarısında bulunuyor.

Mektupta ayrıca Türkiye’nin “Mavi Vatan” doktrini kapsamındaki saldırgan deniz iddiaları, Kıbrıs yakınlarındaki doğal gaz yatakları üzerindeki Türk iddiaları ve Libya’nın geçici hükümetiyle bir deniz anlaşmasının imzalanması -hepsi uluslararası hukuka aykırı olarak- bölgesel hakimiyet iddia etme ve komşu devletlerin egemenliğine meydan okuma yönündeki daha geniş bir çabanın parçası olarak görülüyor. Yasa koyucular, bu tür eylemlerin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini ve Erdoğan’ın revizyonist, neo-Osmanlıcı hırsları tarafından yönlendirildiğini savunuyor.

Milletvekilleri ayrıca Erdoğan’ın Hamas’a verdiği desteği ve onu bir “kurtuluş hareketi” olarak nitelendirmesini kınıyorlar. Ayrıca Türkiye’nin kıdemli Hamas liderleri için güvenli bir liman haline geldiğini, Erdoğan hükümetinin İsrail ile tüm ticareti askıya aldığını, NATO-İsrail iş birliğini engellediğini ve daha fazla şiddet çağrısı yapan kışkırtıcı konuşmalara ev sahipliği yaptığını ve aynı anda uluslararası forumlarda antisemitik söylemlerde bulunduğunu belirtiyorlar. Milletvekilleri bu eylemleri “derinden rahatsız edici” ve ABD değerleri ve bölgedeki stratejik ortaklıklarıyla bağdaşmayan olarak nitelendiriyorlar.

Mektup, Türkiye’nin istikrarsızlaştırıcı dış politikasına ek olarak, Erdoğan’ın iç güç üzerindeki sıkılaştırıcı kontrolüne dikkat çekiyor. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yakın zamanda tutuklanmasının yanı sıra siyasi muhalifleri hedef alan kitlesel baskınlar ve Türkiye’deki demokratik kurumların daha geniş çaplı aşınmasına atıfta bulunuyor. Yasa koyucular, muhalifleri susturmak için terörle mücadele ve dezenformasyon yasalarının giderek daha fazla kullanılmasına, barışçıl toplanmanın kısıtlanmasına ve özellikle kadınlara, azınlıklara ve engelli bireylere yönelik yaygın insan hakları ihlallerine işaret ediyor.

Ayrıca, milletvekilleri Türkiye’nin küresel otoriter güçlerle uyumu konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Erdoğan, BRICS gibi Batı karşıtı ittifaklara katılmanın yanı sıra Rusya ile iş birliğini derinleştirme, Suriye’deki İslamcı grupları destekleme ve Sudan ve Irak Kürdistanı gibi bölgelerde istikrarsızlığa katkıda bulunma konusunda ilgi gösterdi.

“Türkiye’nin NATO içinde güçlü ve güvenilir bir müttefik olması ABD’nin çıkarınadır,” diye yazıyor kanun koyucular. “Ancak Erdoğan, kişisel ve siyasi gündeminin ABD değerleri ve stratejik çıkarlarıyla giderek daha fazla uyumsuz olduğunu defalarca gösterdi.”

Mektup, Başkan Trump’ın Erdoğan’la temel konularda yüzleşmesi çağrısıyla son buluyor ve bunu yapmamanın onu daha da cesaretlendireceğini ve transatlantik güvenliğe ve ABD güvenilirliğine uzun vadeli zarar verme riski taşıyacağını savunuyorlar. “Sayın Başkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bildirilen görüşmenizi beklerken, görüşmelerinizde aşağıdaki konuları gündeme getirmenizi saygıyla rica ediyoruz: 

– Türkiye’nin ABD tarafından sağlanan F-16’ları Yunanistan’ın egemen hava sahasına rutin olarak girmesi

– Ankara S-400’ü elinde tuttuğu sürece Türkiye’nin F-35 programına yeniden kabul edilmesinin imkansızlığı

– Erdoğan’ın NATO bütünlüğü ve güvenliği pahasına Rusya’nın çıkarına olan revizyonist politikalar benimsemesi 

– Erdoğan’ın sorunlu “Mavi Vatan” politikası ve bunun Yunanistan ve Kıbrıs’ın egemenliğine ve karasuları ile deniz alanlarının bütünlüğüne yönelik oluşturduğu tehlike, Doğu Akdeniz’in genel barış ve istikrarını zedelemektedir.

– Erdoğan’ın Hamas’ın üst düzey liderleriyle sürdürdüğü kişisel ve siyasi bağlar ve Hamas’ın İsrail Devleti’ni ortadan kaldırma hedeflerine yönelik gösterdiği sempati 

– Erdoğan’ın alışkanlık haline getirdiği antisemitik ve anti-Siyonist söylem

– Kıbrıs’ın yasadışı işgali devam ediyor

– Türkiye gibi sözde demokrasi olan bir ülkede insan haklarına ve siyasi muhalefete saygı.

Mektup, büyük bir iki partili milletvekilleri grubu tarafından imzalandı. Bunlar arasında Dina Titus, Gregory Meeks, Brad Schneider, Chris Pappas, Vern Buchanan, William Keating, Dan Goldman, Lloyd Doggett, Wesley Bell, Emanuel Cleaver, Jim Costa, Ted Lieu, Josh Gottheimer, James McGovern, Frank Pallone, Grace Meng, Ritchie Torres, Gus Bilirakis, Sheila Cherfilus-McCormick, Greg Landsman, Joaquin Castro ve Julie Johnson yer alıyor.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YORUM