Göçmen kaçakçılığı ve diğer ciddi suçlarla suçlanan 24 Yunan ve yabancı eski yardım görevlisinin davasının, perşembe günü Doğu Ege’deki Midilli adasında başlaması planlanıyor. Dava, dünya genelindeki insan hakları savunucuları tarafından yakından takip ediliyor.
Sanıklar, 2015 yılındaki göç krizinin zirve yaptığı dönemde, yerel yetkililerin Türkiye’den gelen göçmen teknelerinin büyük akınına yetişmekte zorlandığı dönemde yüzlerce sığınmacının güvenliğe kavuşmasına yardımcı olan Yunanistan’daki arama kurtarma STK’sı Acil Durum Müdahale Merkezi Uluslararası’nda (ERCI) gönüllü olarak çalışıyorlardı.
Avrupa Parlamentosu tarafından “Avrupa’da dayanışmanın en büyük suç sayılması davası” olarak eleştirilen davada, batmakta olan botunu güvenli bir yere çekerek bir düzineden fazla yolcuyu kurtaran Suriyeli mülteci ve profesyonel yüzücü Sarah Mardini de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından sanıklar dinlenecek. Mardini’nin hayatı daha sonra Netflix’in “Yüzücüler” adlı filmine konu oldu.
Sanıklar, belgesiz yabancı uyrukluların Yunanistan’a yasadışı girişini kolaylaştırmak, suç örgütü kurmak ve STK’ya çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla yapılan bağışlarla bağlantılı olarak kara para aklamakla suçlanıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, suçlamaların gerekçesini “son derece hatalı” olarak nitelendirerek Yunan savcılarını “temel usul gerekliliklerini ihlal etmekle” suçluyor.
“Bazı sanıklara hiç tebligat yapılmadığı bildirildi. Diğer iddianamelerin sayfaları eksikti ve Yunanca yazılmıştı; bazı yabancı sanıklar bunu anlamadı,” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, davanın “Avrupa’da hareket halindeki insanlarla dayanışmayı suç sayan rahatsız edici bir eğilimin keskin bir örneği” olduğunu söyledi.





